Ömer SAĞLAM

BU ŞEHRİN HAYLAZ ÇOCUKLARI

Ömer SAĞLAM

  BU ŞEHRİN HAYLAZ ÇOCUKLARI

Biz çocuktuk o zamanlar, iki yakalı o çukur denilen şehir bize cennet gibi. 

Sokaklarında kavga vardı ama yanında  merhamette vardı. Kimse kimseye üstten bakmazdı, herkes herkesle kardeşti. Gece yaşanan sabah unutulurdu kin egemen değildi, hoşgörü ve sarılışlar içimizi ısıtıyordu. Mahallenin en haylaz çocukları bile yeri geldiğinde. En akıllısı olurdu...

*

Yavuz Selim  İlköğretimin çatılarını ve camlarını yere indirmiştik arkadaşlarla bir gece bir kaç kişiye küstük diye, şimdi olsa daha fazlasını yaparmiydik bilmiyorum.  Çünkü şimdi sokaklar bir çekimsiz, çatılar,camlar diyorum kırılacak kadar değerli değil...

Küstük diye çatılar inmiyor yere bırakın insin! Şimşeksiz muhabbetten, Ağlamaksız ayrılıktan, Cezbesiz iştiyaktan mi oluyor bilemem..

*
İnsan değer atfedilen şeye savaş açar. Biz o çatıları,camları kıra kıra değerli bir şey mi bırakmadık da birbirimizi kırmaya başladık sanki..

Yukarıdan aşağıdan bakar olduk birbirimize. Suç bu şehrin çocuklarında değil ama çözüm şehrin çocuklarında.
 Can kardeşti herkes.Siyaset makam ve mevkiler aramıza girmemişti. Herkes herkesle kardeşti.

Biz kavgayı da sevgiyi de  Palu sokaklarında öğrendik ve  metropoller eviremedi bizi. 

Evet, Bir Memleket İsterim ; eskisi gibi insanların birbiri ile barışık, el ele ve kardeşçe yaşasın.

*
Ve öyle bir Memleket İsterim ki; her sabah güzelliklerine doğan bir güneşi olan…

Bilmiyorum Cahit Sıktı Tarancı’dan daha mı çok içerisinde bir şeylerin olduğu bir memleket istiyorum acaba?

Yazarın Diğer Yazıları