Tarihimizin en büyük yıkımlarından birine ülkece tanıklık ediyoruz.
Ne yazık ki depremle birlikte evini, ailesini, sevdiklerini, hayallerini kaybedenler oldu, olan sadece binalara olmadı… Bizler de bu zor günlerde birlikte iyileşip ülke olarak yaralarımızı birlikte saracağız. Yaralarımızı sarmaya eğitim, bilim ve hakkaniyetten uzaklaşmadan, şefkat ve insanlıktan kopmadan, özümüze sarılarak devam edeceğiz.
Dayanışma En Önemlisi
Öncelikle depremzedelerimizin uzun dönem desteğe ihtiyacı olacağını hatırlayalım. Yapılacak yardımların da, sağlanan gıda ve ilaçların da sürdürülebilir olması gerekiyor. Çünkü ihtiyaçlar günden güne değişecek, bu noktada hepimize görev düşüyor. Hepimiz kendi alanlarımız ve uzmanlıklarımızda daha fazla fayda sağlayamaya devam edeceğiz. Bir beslenme uzmanı olarak beslenme ve gıda güvenliğinden, bölgedeki ihtiyaçlardan bahsetmeye çalışacağım.
Afet Döneminde Beslenme Önerileri
Afet öncesinde ve sonrasında birçok noktaya dikkat etmek gerekiyor; afet öncesinde aldığımız önlemler ve yaptığımız planlar, afet sonrasındaki aksiyonlarımızı kolaylaştırabiliyor. Olası büyük depremlerde yardım ekipleri ulaşana kadar acil ihtiyaçlarımızı ve hayatta kalmamızı kolaylaştıracak eşyaları koyabileceğimiz deprem çantaları önemli rol oynuyor. Örneğin deprem konusunda oldukça tecrübeli olan Japonya, otellerde her yatağın başında deprem kiti bulunduruyor ve halkı da bu yönde duyarlı olmaya davet ediyor.
Öncesinde Ne Yapmalı?
Herkesin depreme hazırlıklı olmak adına acil durum çantasını hazır bulundurmasını öneririm. Deprem çantanızda polar, battaniye, düdük, el feneri, powerbank gibi eşyaların yanı sıra gıda açısından neler koyduğunuz da önemli. Temiz içme suyu ve yemeye hazır kuru gıdalar mutlaka çantanızda yer almalı. Hazırladığımız çantaya koyacağınız gıdaların ortak özellikleri uzun süre bayatlamamaları, dayanıklı ve enerji veren türden olmaları. Çantanızda enerjisi ve proteini yüksek besinlere yer vermek önemli.
Örneğin ceviz, badem, fındık gibi yağ grubu alternatifleri enerji vermek için iyi bir alternatif. Bunun dışında uzun süre açlıkla düşen kan şekeri için kuru meyvelere de yer verebilirsiniz. Bisküvi, galeta kraker veya çikolata/enerji-granola barları da iyi bir alternatif olabilir. Lif ve protein içeriği olan atıştırmalık protein barlar enerji vermesi açısından iyi bir seçenek. Hipotermi durumunda vücut sıcaklığını yükseltmek için de meyve bar, kuru meyve vb. alternatifler fayda sağlayacaktır.
Ton balığı, bezelye, barbunya gibi alternatifleri de unutmayın. Uzun süre dayanacak olan çeşitli konserve yiyecekler de çabuk bozulmadığı için çantanızda yer almalı. Acil durum çantanızı düzenli olarak kontrol ederek bozulabilecek besinleri yenileriyle değiştirmek ise bir diğer önemli nokta.
Afet Yerinde Beslenmeyle İlişkili Tehlikeler
Temiz Su ve Gıdaya Ulaşım
Yaşadığımız son afette gördük ki kaynakları doğru kullanabilmek oldukça kritik. Afet sonrası şehir alt yapısında yaşanan problemler sebebiyle temiz suya, enerjiye ulaşım olmayabiliyor; dışarıdan gelen yardımlar iyi organize edilmezse fayda sağlamakta geç kalınabiliyor. Bu noktada hem vatandaşa hem de yöneticilere düşen en önemli sorumluluk afet öncesi tedbirleri almak. Yine bu gibi büyük afetlerde sahadaki gönüllülere duyulan ihtiyaç da artıyor.
Beslenme yaşamın her döneminde önemli ama özellikle günlük yaşamı kesintiye uğratan deprem, sel, yangın gibi olağandışı durumlarda, beslenme daha da önemli hale geliyor. Bu süreçte de gerek enkazdan çıkarılan bireylerin beslenmesi, gerek özel durumlarda beslenme çok büyük önem taşıyor. Orada yaşamına devam etmek zorunda kalan bireyler için de hem kısa hem uzun vadede beslenmenin zenginleştirilmesi çok önemli. Bu sebeple depremin ilk günlerinden itibaren depremzedelere sıcak yemek dağıtmak için seferber olan herkesin emekleri çok değerli.
Su ve gıdaya ulaşımın zorlaştığı afet dönemlerinde ekstra hassasiyet isteyen bir grup da özel bir beslenme programı takip etmesi gerekenler. Çölyak hastaları, besin alerjisi olanlar, fenil ketonüri hastaları gibi özel beslenme durumu gerektiren bir çok hastalık var. Bu bireyler kendilerine uygun kuru gıdaları mutlaka acil durum çantasında bulundurmalı. Ayrıca bu dönemde yapılan yardımlarda bu gibi özel gruplar da mutlaka düşünülmeli.
Crush Sendromu
Büyük depremlerden sonra kas zedelenmesine bağlı olarak görülen bu sendrom kelime anlamıyla “ezme/ezilme” sendromudur. Ezilmeye bağlı hasar alan kaslardan kana geçen miyoglobin gibi maddeler böbrek tübüllerinde tıkanmaya sebep olur ve böbrek hasarı meydana gelir; ayrıca kastaki potasyum iyonları da kana karışır ve vücuttaki mineral dengesinin bozulmasına sebep olur.
Crush sendromu depremlerde en sık rastalanan ikinci ölüm sebebidir, bu nedenle bu konudaki bilgi düzeyinin artması oldukça önemli. Enkazda baskı devam eder bu nedenle metabolitler kan dolaşımına ancak enkazdan kurtarıldıktan sonra geçebilir. Sendromun tedavisine potasyum içermeyen intravenöz sıvı takviyesiyle başlanır. Enkazdan çıkarılmış bir hastaya fazla miktarda su, meyve suyu verilmesi bilinçsiz yapılan hatalardan olabilir. Bu hatalı uygulamalar dolaşımdaki potasyum miktarını artırabilir, böbreğe yük bindirebilir.
Refeeding Sendromu
Kelime anlamı “yeniden beslenme” olan bu sendromda uzun süreli açlık veya yetersiz beslenme sonrası vücutta elektrolit ve metabolik bozukluklar görülür ve bu sendrom hayati tehlikeye sebep olabilir. Uzun süre beslenememiş bir kişi eski düzenine dönmeye çalıştığında bozulmuş mineral dengesi, vitamin düzeylerinin azalmış olması, vücut su dengesinin bozulması gibi sebeplerle kalp, sinir sistemi ve diğer organlarının işleyişinde aksamalar olabilir.
Refeeding sendromu son 3-6 ayda ağırlığının %10-15’ ini istemeden kaybetmiş, çeşitli hastalıklara sahip bireylerde görülebileceği gibi afet sebebiyle 10 günden uzun süre beslenememiş veya yetersiz beslenmiş kişilerde de bu sendrom görülebiliyor. Refeeding sendromunun tedavisi bir sağlık kuruluşunda kişiye özel olarak dikkatle uygulanmalıdır.
Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle...