Abdurrahman Kızgın

Tarımda kooperatifleşme

Abdurrahman Kızgın

   Tarımda kooperatifleşme

  Ekonomik şartların ağırlaşması, insanların köyden kentlere taşınması, çeşitli nedenlerle toprağın bölünmesiyle insanlara düşen kısmıyla tarım alanlarını ekip biçme işleri her geçen gün azalmakta, birçok verimli arazi âtıl halde kalmaktadır. Malumunuz Dünya öyle bir dönemden geçiyor ki su ve gıda savaşları küresel güçler tarafından insanları uyandırmadan sürdürülmektedir. Birçok ülke dönen bu oyunu fark etmeyip uyumaya devem ederse çok yakın bir süreçte her türlü olumsuzluklar içine girecektir.

   Mademki insanlara düşen tarım arazisi düşük ve ekip biçerken bu küçük araziler üzerinde tarım yapanlar ekonomik olarak zarar ediyor, o zaman birilerinin çıkıp bu küçük parçaları bir araya getirip ortak, verimli ve karlı bir sisteme kavuşturması lazım. O birilerinin de bu işleri yaparken hakkı hakkaniyeti ve dürüstlüğü önde tutması gerekli. Burada bir parantez açalım Kooperatif kelimesi denilince ne yazık ki ülkemizde pek çok kimseler tarafından güzel anılar anımsatmamaktadır. Özellikle bu terim 1980’lerin ilk yarısı ile 1990’ların ilk yarısı arasında müteahhitten ev alma imkânı olmayan binlerce kişinin ortak olduğu bu süreçte pek çoğunun da memnun olmadığı anılarla dolu. Ülkenin ekonomik durumu yine o dönemi geri getirecek gibi zira binlerle alınan ihtiyaçlar milyonlar oldu ve bu durumda insanların bu tip ihtiyaçları alabilmesi için yine birlikte hareke etmesiyle mümkün olacak gibi burada parantezi kapatalım.

   Ülkemizde olduğu gibi şehrimizde de tarım geleneksel yöntemlerle yapılmakta dededen babadan ne gördüyse üzerine koyup tarım yapılmaktadır. Hal böyle olunca tarımla uğraşan insanlar yıllarını verdikleri bu sektörde yeterli kazanç elde edememekte ve bunun sonucunda şehre göçmekte birçoğu vasıfsız olduğu için asgari ücretle ailesini geçindirmeye çalışmaktadır. Bu çalışan kardeşlerimizin köyde kendisine kalan o küçük tarla parçalarını birileri ön ayak olup bir araya getirse hem ülke ve şehrin ekonomisine katkıda bulunulacaktır hem de o kardeşlerimizin ekonomilerine katkı sağlayacaktır. İl, ilçe tarım müdürlüklerinde çalışan değerli Ziraat Mühendislerinin de yardımlarıyla bu olay çok rahat çözülecektir. 

   Burada en büyük sorun bu işe kim ya da kimler öncülük edecek. Sivil toplum örgütleri bu örgütlenme için tamda yaratılmış topluluklardır. Özellikle tabelası büyük olan STK’lar elini taşın altına koyup bu öncülüğü yapmalıdır. İnsanları projelendirecekleri bu çalışmada ikna edebilmeleri için her şeyden evvel şeffaf ve geçmişte yapılan hatalardan arındırılmış bir teşkilatlanma ile karşılarına çıkmalıdırlar.

   Bu bağlamda elini taşın altına koyacak bilinen bilinmeyen bütün Babayiğitlere şimdiden teşekkür eder, esenlikler dilerim.
 

Yazarın Diğer Yazıları