“DUR” DEMEYE AÇIK DAVET
Son zamanlarda sosyal medya aracılığıyla tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bir takım değerleri yok ederek hiççilik (Nihilizm) akımı baş göstermeye başladı. Yenidünya düzeni adı altında küreselcilerin el attığı bu tür oyunlarla gençleri kök değerlerinden uzaklaştırarak yeni bir insan modeli oluşturmanın gayreti içindeler.
Sözlük anlamı hiççilik olan bu akım, başta Postmodernizm ve Anarşizm olmak üzere birçok modern akımın doğmasında da etkili olmuştur. Nihilizm, devlet, aile ve okul gibi tüm kurumları reddeden, her insanın kendine özgü bir ahlakı olduğunu iddia eden felsefi bir disiplindir. Bazı nihilistler, tüm ahlaki ve etik değerleri reddederken, bazıları ise sadece evrensel ahlak kaidelerinin mümkün olamayacağını ifade eder.
İşte sorun burada başlıyor. Türk toplumunun kendine özgü değerlerini yok sayan ve reddeden bir nesil oluşturulmak isteniyor. Kültür başkenti olarak bilinen ve değerleriyle örnek kültür oluşturan şehrimiz Elazığ bu oyunu bozarak ülkemizi etkileyen bu olumsuz düşünceyi ve arkasındakileri, şehrimizden ve ülkemizden kazımalıdır.
Sosyal medya profillerinde kendilerini belli eden bu kişiler, yaptıkları paylaşımlarla gençlerimizi zehirlemektedir. “Yeni Dünya Düzeni” kulağa hoş gelen bu cümle ile hoşgörüyü, sevgiyi, saygıyı, yardımlaşmayı, inançlara saygıyı, hakkaniyet, adalet, insan haysiyetine hürmet gibi daha birçok değeri yok ederek ülkeleri etkisi altına alıp istedikleri insan modeliyle arzuladıkları gibi yönetmek istiyorlar. Küreselcilerin bu arzuladıkları insan tipiyle ekonomik sömürüyü daha rahat yapacakları aşikârdır. Millet ve Milliyet kavramı üzerinden algı oluşturarak Büyük Türk Milletini yok edecek ve sömürge insan haline getirecekledir. Cezayir örneği incelendiğinde bana hak vereceksiniz zira birçok Cezayirli anadilinin Fransızca olduğunu zannediyor. Sömürü ve sömürgecilik yol ve yöntem değiştirerek devam ediyor.
Sosyal medya toplumumuzu o kadar etkiledi ki artık toplum olarak bazı değerlerimizi unutmaya başladık. Varı yoğu düşünmeden yediğimiz içtiğimiz her şeyi paylaşmaya başladık. Mahremiyetimizi önemsemez olduk. Kültürel değerlerimizi yok sayan akım ve temsilcilerini takip ederek onlar gibi yaşamaya onlar gibi düşünmeye onlar gibi görmeye başladık. Yardımda, iyilikte ve güzellikte yarışmak yerine bencillikte sınır tanımaz olduk. Dünya bizim etrafımızda dönsün, sadece bizim isteklerimiz yerine gelsin gerisinde ne olursa olsun der olduk. Aile değerlerini hiçe saydık, aile olmaktan utanır olduk. Lgbt yi savunur olduk. İnançlarımızı terk ettik yerine nefsimizi koyduk. Dürüstlüğü, vefayı, hakkı, hakkaniyeti unutup sadece söylemlerde konuşur olduk. Küçük hesapların insanları olduk. Anne baba olmayı unuttuk. Kısaca ben ben ben der olduk. Bu ve buna benzer olumsuzlukları saymakla bitiremeyiz.
Biz bunlardan şikâyet ederken bir üst aşama bu değerleri reddetme, inkar etme akımı başladı. Devletimizi reddeden, Milletimizi reddeden, İnançlarımızı reddeden, Kültürel Değerlerimizi reddeden, Kurumlarımızı reddeden bir nesil oluşturulmaya başlanıyor ve biz buna DUR! DEMELİYİZ.
Bireysel olarak aslında yukarıdaki olumsuzluklara ben tek başıma ne yapabilirim ki der olduğunuzu duyar gibiyim. Sen yalnız değilsin ELAZIĞ SENİNLE yeter ki sen üzerine düşeni yapmaya başla göreceksin çığ gibi büyüyeceğiz ve şehrimizde atacağımız bu tohum ülkemizde filizlenecektir.
Gençlerimizi bu zihniyetten uzak tutmak ve bilinçlendirmek için başta Elazığ Valiliğini, Fırat Üniversitesini, Milli Eğitim Müdürlüğünü, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Elazığ İl Müdürlüğünü, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünü, Sivil Toplum Kuruluşlarını, Televizyon ,Radyo ve Gazateleri, Siyasi Partileri ve Gençlik kollarını kısaca dili dönen kendini şehrimize borçlu hisseden tüm hemşerilerimin bu gidişata geç kalmadan dur demesini rica ediyor ,herkesi göreve davet ediyorum.
Kalın sağlıcakla.