Sağlık alanında medyada görüş belirtmeye 'taahhütname' şartı

Doktorlar, ekrana çıkan sağlık çalışanlarına, '12 maddelik taahhütname' imzalama zorunluluğu getiren düzenlemeyi değerlendirdi.

Sağlık Bakanlığınca hazırlanan ve geçtiğimiz gün Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Sağlık Hizmetlerinde Tanıtım ve Bilgilendirme Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik ile sağlık alanında toplumun yanlış ve yanıltıcı biçimde yönlendirilmesine neden olacak yayınlar ve sosyal medya paylaşımlarına da önemli yaptırımlar getirildi.

Düzenlemeyle, radyo ve televizyon yayınlarına çıkan sağlık meslek mensupları öncelikle, uzmanlık ve mesleki sınırlar içerisinde kalacağına, kişileri yanıltıcı, paniğe sevk edici açıklamalarda bulunmayacağına dair 12 maddelik taahhütname imzalayacak.

Taahhütnamedeki maddelere göre, sağlık meslek mensupları, radyo ve televizyonlarda topluma yönelik yapacakları tüm bilgilendirmelerde, halkın sağlığını koruma amacı ve mesleğinin gerektirdiği sorumluluk bilinci içerisinde hareket edecek, kanunlara, genel ahlaka, tıbbi deontoloji ve sağlık mesleklerinin etik kurallarına uyacak.

Dürüstlük, tarafsızlık, saygınlık, güven, nezaket gibi temel etik ilkelere uygun davranacak.

Sağlık meslek mensupları ekranlarda yapacağı bilgilendirmelerde, "kendi uzmanlığı ve mesleki alanının sınırları içerisinde kalacağını" da imzaladığı taahhütnameyle beyan etmiş olacak.

Belirli bir hasta veya hastaların teşhis ve tedavisine yönelik bilgilendirme yapılmayacak, kişileri yanıltacak, yanlış yönlendirecek, paniğe sevk edecek şekilde açıklamalarda bulunulmayacak.

Kişilerin bilgi ve tecrübe eksikliğini istismar edecek şekilde veya abartılı iddialar ileri sürerek yanlış izlenimler oluşturulmayacak.

Radyo ve televizyon yayınlarına katılan sağlık meslek mensupları, taahhütname kapsamında, doğruluğu bilimsel ve klinik olarak kanıtlanmamış veya mevzuatla tıbbi işlem olarak tanımlanıp düzenlenmemiş tedavi ve yöntemlerin hastalıkları iyileştirdiğine, tedaviye yardımcı olduğuna dair bilgilendirme yapmayacak.

Hastaların hekim veya sağlık kuruluşunu seçme hakkını ihlal edecek şekilde, belirli bir kişi veya sağlık kuruluşuna yönlendirme, sağlık hizmetlerinin sonuçlarına ilişkin kesinlik vaat eden açıklamalar, bilimsel alıntı ve terimlerin yanıltıcı biçimde kullanılması, sağlık kuruluşları ve çalışanlarına yönelik şiddete sevk edici, aşağılayıcı ve alay edici ifadeler de kullanılmayacak.

Yürürlükteki mevzuata göre, Türkiye'de uygulanması yasaklanmış tıbbi işlemlere yönelik bilgilendirmelerde de bulunulmayacak.

AÇIKLAMA VE KONUŞMALAR, KOMİSYONUNCA İNCELENECEK

Açıklama ve konuşmalar, bir komisyonunca incelenecek, toplum ve kişi sağlığına aykırı bilgilendirmede bulunduğu tespit edilenler hakkında mevzuat çerçevesinde idari yaptırım uygulanacak. Ayrıca RTÜK'e de yayınla ilgili bilgi verilecek. Hekim veya diş hekimlerince yönetmelik hükümlerine aykırı tanıtım ve bilgilendirme yapıldığının tespit edilmesi halinde idari para cezası uygulanacak.

Öte yandan, sosyal medya paylaşımları ve internet sitelerinden yapılan sağlıkla ilgili tanıtım ve bilgilendirmelerde insan sağlığını tehlikeye düşüren, tanı ve tedavi sürecini olumsuz etkileyen veya bu süreci engelleyici nitelikte suç unsurunun bulunduğu tespit edilenler hakkında da ilgili içeriklerin erişime engellenmesi için suç duyurusunda bulunulacak.

"HEKİM VE HASTA İLİŞKİSİNİN MAHREM OLMASI ŞARTTIR"

Ankara Etlik Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, düzenlemeye ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, sosyal ve görsel medyada geniş yer bulan sağlık haberlerinde yanlış, insan sağlığı için tehdit oluşturabilecek, kaynağı belirsiz bilgilerin hızla yayılması gibi durumların da ortaya çıkabildiğine dikkati çekti.

Kayıpmaz, "Hekim ve hasta arasındaki ilişkinin mahrem olması şarttır. Bu kurala azami ölçüde dikkat edilmelidir. Ayrıca sağlıkla ilgili, 'kalite burada, sizi burada tedavi edelim' anlamına gelecek tarzdaki ticari amaç ve reklam amaçlı paylaşımlar da tıbbi deontoloji ilkeleriyle çelişmektedir. Sağlık Bakanlığı, düzenleme gereken bu önemli konuya el atmış ve mevzuatı güncellemiştir. Son derece yararlı bir düzenleme olduğu kanaatindeyim." dedi.

"YERİNDE BİR UYGULAMA"

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık da "Bu uygulamanın çok yerinde olduğunu hatta geç bile kalındığını düşünüyorum. Hekimlerin ve diğer sağlık erbabının kendi uzmanlık alanı dışında görüş beyan etmesi zaten doğru değil. Bunun geçmişte çok ciddi sorunlara yol açtığını gördük." değerlendirmesinde bulundu.

Balık, sağlık konularında yanıltıcı, yanlış açıklamaların en çok sosyal medya mecralarında yapıldığına dikkati çekerek, bu mecralarla ilgili sınırlama ve yaptırımların daha somut bir çerçeveye oturtulması gerektiğini vurguladı.

"SOSYAL MEDYADA BİRÇOK BİLGİ SÜZÜLMEDEN İNSANLARA ULAŞIYOR"

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeref Demirkaya ise şunları kaydetti:
"Bakanlığın yayımladığı yönetmelik, genel hatlarıyla oldukça olumlu ve yerinde. Özellikle sosyal medyada, internetteki iletişim kanallarının güçlenmesiyle sağlıkla ilgili bilgiler süzülmeden hızla çok sayıda insana ulaşabiliyor. Toplum sağlığını ilgilendiren konularda, yanlış, yanıltıcı, tıbbi gerçekliği olmayan bu tip bilgilerin yayılımının önüne geçilmesi çok önemli. Elbette mevzuat düzenlemeleri uygulanabilir, takip edilebilir olduğu müddetçe anlam kazanır. Bu çerçevede uygulanabilir, denetlenebilir ve takip edilebilir kılınması da gerekiyor."