Hat ustası, 28 yıldır küçük fırçası ile 100'ün üzerinde cami süsledi

Elazığ'da yaklaşık 28 yıl önce hat sanatı öğrenmek için yola koyulan Serhat Yazar, bu süre zarfında öğrendiği hat, tezhip, barok, kalem işleri ve cami süslemeleri ile Türkiye'nin birçok şehrinde 100'ün üzerinde cami süslemesi yaptı.

Elazığ'da yaklaşık 28 yıl önce hat sanatı öğrenmek için yola koyulan Serhat Yazar, bu süre zarfında öğrendiği hat, tezhip, barok, kalem işleri ve cami süslemeleri ile Türkiye'nin birçok şehrinde 100'ün üzerinde cami süslemesi yaptı.

Elazığ'da yaşayan 1 çocuk babası Serhat Yazar (46), 28 yıl önce öğrencilik yıllarından gelen resim çizme tutkusunu hat sanatıyla birleştirerek bu alanda kendini geliştirdi. Hat sanatına adım atan Serhat Yazar, bu süre zarfında hat, tezhip, barok, kalem işleri ve cami süslemeleri alanlarında büyük bir ustalık kazandı. Hat sanatı ustası Yazar'ın yeteneği ve öğrenim süreci, Türkiye genelinde 100'ün üzerinde cami süslemesi yapmasını sağladı. Özellikle küçük fırçasıyla yapılan detaylı cami süslemeleriyle tanınan Yazar, yıllar içinde edindiği deneyimlerle Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde cami süslemeleri yaparak hat sanatında önemli bir isim haline gelen gelerek, sanatseverler arasında takdir topluyor.

''Bittikten sonra o küçük fırçalardan muazzam eserler ortaya çıkıyor''

Hat sanatı öğrenme isteğiyle çıktığı yolda değerli eserlere imza attıklarını dile getiren eserler Serhat Yazar, ''Yaklaşık 28 yıldır cami süslemeleri, hat, tezhip, barok ve kalem işleri ile uğraşıyorum. Merakımdan dolayı bu işe başladım. Hat sanatını öğrenmek için tanıdığım vesilesiyle bu yola çıktım. İlk tanıştığımız ekip, kalem işleri ve cami süslemesi yapıyorlardı. Orada yolculuğum başladı. Dediğimiz gibi yaklaşık 28 yıldır bu sanatla iştigal ediyorum. Tam sayısını bilmesem de 100'ün üzerinde caminin nakışında emeğimiz oldu. Birkaç şehir hariç hemen hemen Türkiye'nin bütün bölgelerinde çalışma fırsatımız oldu. Caminin detayı ve kullandığımız motiflere göre caminin süresi değişiyor. Ortalama 20 gün ile 1 yıl arasında devam eden camiler olabiliyor. Aşkla yapılan her şey yorgunluğu aldığı gibi insana da müthiş bir haz veriyor. Küçük fırçalarla, eski tabirle iğne ile kuyu kazar gibi devam ediyoruz. Ancak bittikten sonra o küçük fırçalardan muazzam eserler ortaya çıkıyor. Zaman her şeyi silip götürüyor, geriye kalan eserler olduğu için bize müthiş bir haz veriyor” dedi.

''Nasip olursa kalemimizi bu yolda yürüteceğiz''

Gelecek nesillere miras bıraktıkları vakıf mallarındaki çalışmaların işin ehline verilmesi gerektiğine değinen Yazar, ''Elazığ'da en son İmam-ı Azam Camisini bitirdik. Şu anda yine Elazığ'da Sahabe Camisindeyiz ve bu da hayırlısı ile bitmek üzere. Burası bittikten sonra nasip olursa Edirne'ye gitme gibi bir planımız var. Nasip olursa kalemimizi bu yolda yürüteceğiz. Allah ömür verdiği sürece, kuvvetimiz yettiği müddetçe bu sanatı devam ettireceğiz. Sanat sonu olmayan bir yolculuk gibidir. Buraya kadar getirdik ve bundan sonra her gün, her zaman ve her yeni bir camide üzerine yeni şeyler ekleyerek daha güzel eserler yapabilmek için gayret edeceğiz. Bütün işlerde olduğu gibi bu dönem sanatı da diğer branşları da zemininden sarsan şeyler oluyor. Efendimizin tabiri ile işi ehline vermek gerekiyor ancak bu zamanda biraz sıkıntılı hale geldi. Ehliyetsiz insanlar bazen bizim işte de göstermeye başladı. Bu konu ile alakalı ilgili merciler tarafından bir usul getirilmesi gerekiyor. Çünkü vakıf malı olduğu için gelecek nesillere miras bırakıyoruz” diye konuştu.